26 Mart 2014 Çarşamba

COĞRAFYANIN GELECEĞİ;
Coğrafya tarihsel gelişim sürecinde bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda dünyanın günden bugüne kadar sürekli insanoğlu dünyayla mücadele içinde olmuş ve sürekli doğayı anlamaya çalışmış ve günümüzde bu insan birikimi coğrafya bilimini ortaya çıkarmıştır . Böyle olunca da insanoğlu üzerinde yaşayacağı yeri bu coğrafi bilgiler sayesinde daha iyi seçmiştir. Örneğin insanlar yaşamlarını sürdürmek için iklimi olumlu ,yer şekilleri elverişli ,ulaşım imkanlarının gelişmiş olduğu yerlerde yaşamak isterler . Bu noktada coğrafya biliminden yararlanırlar. Günden güne kendini yenileyen insanoğlu doğayı denetim altına almaya çalışmış dünyayı daha yaşanır hale getirmiştir. Yani insanoğlu sürekli kendisini meşgul eden sorunların üzerine çaba sarf etmiş ve o konuda kendini geliştirmeye çalışmıştır. Yani lafın kısası insanoğlu var olduğu sürece malum belli bir coğrafya üzerinde yaşadığı için o coğrafyayı bilme gereksinimi duyar bu demek oluyor ki coğrafyayla insan bir birinden ayrılmaz iki zincir halkası gibidir. Günümüz insanı duraksama yapmadan sürekli yeni yeni buluşlar icat etmesi coğrafya ve diğer bilimleri daha ön saflara çıkartarak çağı modernleştirir. Kanaatimce insanoğlu var olduğu sürece coğrafya bilimi yaşamaya devam edecektir. Çünkü coğrafya bütün bilimlerin anasıdır .Tarih , arkeoloji, antropoloji, psikoloji, sosyoloji gibi bilimler de coğrafyadan yararlanırlar. Coğrafya diğer bilimlerle iç içedir. Buna bir örnek verecek olursak örneğin Tarihteki savaşlarda da ilk hedefler hep stratejik coğrafi konuma sahip yerler olmuştur. Bu gibi yerlerin savunulması, askeri taktik ve savaş alanlarının hazırlanması için bölgenin iklim şartlarını arazinin engebe durumunu, matematik ve özel konumunu iyi bilmek gerekmektedir. Bunların yapılabilmesi içinde jeomorfoloji, kartografya, klimatoloji gibi coğrafi bilgilere ihtiyaç vardır. Yani burada coğrafyanın önemini görüyoruz. Bu yüzden geçmişte ve günümüzde var olduğu gibi gelecekte de coğrafya önemini koruyacaktır .
NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENİYORUZ;
İnsanlar yaşayabilmek ve yaşam düzeylerini yükseltebilmek için çeşitli bilgilere ihtiyaç duyarlar. Bunlardan birisi de coğrafi bilgilerdir .Coğrafya derslerinde öğrendiğimiz bilgiler, bizlerin hayatını çeşitli yönlerden ilgilendirir ve bizlere çeşitli konularda yardımcı olur .Bunlardan başlıcalarını şu şekilde sayabiriz. - Yer ve yön bulmada yarar sağlar. - Haritalardan yararlanmamızı sağlar. - Yurt sevgisi kazandırır, vatandaşlık bağlarının güçlenmesini sağlar. - Ülkemizi diğer ülkelerle karşılaştırmamızı sağlar. - Kalkınma planları hazırlanmasında yardımcı olur. - Çevre bilinci kazandırır. - Savaş sırasında bilgilerden ve haritalardan faydalanılır Coğrafya öğrenmemizin nedenleri arasında ilk olarak, yaşadığımız olayları anlamlandırmamız yer almaktadır. Coğrafya öğrenen bir kişi, ülkesinin ekonomisine, ve kalkınmasına katkıda bulunabilir örneğin; çünkü coğrafya öğrenen bir kişi, ülkesinin konumunu, ve ülkesi hakkındaki bilgileri edinir, neyin nasıl olması sonucunda ülkesinin kalkınabileceğini hesap ederek, buna yönelik çalışmalarını gerçekleştirebilir. Bunun gibi pek çok coğrafya öğrenmenin nedenlerinden söz edebilir, ve neden coğrafya öğreniyoruz, neden coğrafya öğrenmeliyiz; ve neden coğrafya öğreniriz sorularına yanıtlar verebiliriz. COĞRAFYA ÖĞRENMEK GEREKLİ Mİ? Coğrafya öğretiminin temel amacı, Dünya"yı ve yurdumuzu tanımak,ülkemizin kalkınmasında severek sorumluluk alma duygusunu geliştirmektir. Öncelikle yurdumuzun Dünya üzerindeki yerini ve bu yerin önemini öğretmektir.
Yurdumuz, coğrafi özellikleri bakımından birbirinden farklı yedi coğrafi bölgeye ayrılır. Bu bölgelerdeki farklı coğrafi özelliklerin ortaya koyduğu yaşayış şekillerini, yer altı ve yer üstü zenginliklerini öğrenmek, vatan ve millet sevgisinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Her ülkede olduğu gibi, yurdumuzdaki kaynaklar da sınırsız değildir.Bir gün tükenip yok olacağını düşünerek Dünya"da pek çok millete nasip olmayan cennet vatanımızın bu kaynaklarını özenle değerlendirmeli ve israftan kaçınmalıyız. Coğrafya, işlediği konularıyla vatan sevgisine dayanan bu düşünceleri destekler ve geliştirir.
Coğrafya öğretimi ayrıca, yurdumuzun beşeri ve ekonomik yapısının en iyi şekilde tanınmasına yardımcı olur. Ülke yönetiminde görev alacak kişilerin bu konuda bilinçli ve doğru karar verebilmelerini sağlar. Bu bakımdan coğrafya öğrenmek çok gereklidir.
DÜNYADA YAŞANILACAK EN GÜZEL YER;
İSVİÇRE
Büyüleyici bir doğaya sahip küçük bir ülke olan İsviçre’de yaşamak isterdim.. çünkü yüz ölçümü küçük olmasına rağmen Avrupa´nın çatısı olarak nitelenen dağlar, göller, ormanlar ve karlarla kaplı İsviçre, endüstrisi en fazla gelişen ve dolaysıyla dünyanın en zengin ülkesi. Dünyanın en güzel sonbaharı Almanya ve İtalya arasında bulunan ve Avrupa´nın en küçük ülkesi olan İsviçre´de yaşanıyor. İsviçre, Avrupa´nın göbeğinde yer alan çok kültürlü, çok dilli küçük bir ülke olduğu için beni cezbediyor.. Uluslararası hava, kara ve tren yollarında odak noktasıdır ve birkaç saatte Avrupa´nın başlıca şehir ve merkezlerinden kolayca ulaşılabilir. Ulaşım imkanlarının gelişmiş olması da burada yaşamak istememin nedenlerinden bir tanesi. Avrupa’nın bir numaralı tatil merkezi olarak sayılabilecek İsviçre, insanlara her mevsime özel eğlence seçenekleri sunuyor. Ülkenin değişik yörelerinde değişik tatil seçenekleri imkanı mevcut. Kayak seçeneğinin yanında; mevsimine göre göllerde yüzebilir, güneyde İtalyan tarzı sokak kafelerinde tatlı yemenin keyfini çıkarabilirm. Vadilere akan şelalelerin güzelliklerine hayran olmamak elde değil zaten.. bence dünyanın en güzel sonbaharına İsviçre’de yaşanıyor .Açıkhava aktivitelerine meraklı olmam ve bunun dışındaki zamanlarda da göl gezileri, bisiklet turları ve kültür aktivitelerinin olması da burayı çekici kılıyor .Sadece doğal güzellikleriyle değil, geçmişi ve kültürüyle de İsviçre çok ilginç bir ülkedir. Bu nedenle İsviçre benim yaşamak istediğim bir yer.
  • Konuşma bugün başladı
  • BİYOGRAFİ
  • Adım Bilge Karaköse . 02.06.1994 tarihinde Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde bulunan, turizm ve tarım açısından gelişmiş olan coğrafi konumu nedeniyle ilk çağlardan beri önemli bir yerleşim merkezi olan kuzeyinde İzmir ve Manisa’nın, doğusunda Denizli, Güneyinde Muğla’nın yer aldığı Batı sınırlarında ise Ege Denizi kıyılarını çizen denizden yüksekliği 40 metre olan Aydın’ da doğdum. Yedi kişilik bir ailenin beş çocuğundan biriyim. İlkokulu Aydın’ın verimli ovalarından olan İncirliova ilçesinin Gerenkova Köyü’nde okudum.Buradan mezun olduktan sonra İncirliova Lisesi’ne kayıt oldum.2012 senesinde Anadolu Yarımadası'nın güneybatı, Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda yer alan Ege ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit durumunda olan 28° 38' - 30° 05' doğu meridyenlerinde olan Yüzölçümü 11.692 km², denizden yükseltisi ise 428 m olan Denizli ilindeki Pamukkale Üniversitesi sosyal bilgiler öğretmenliğini kazandım.1 yıl burada okuduktan sonra Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Muğla ilindeki Sıtkı Koçman Üniversitesi’ ne Farabi değişim programıyla kaydoldum. Ege Bölgesinin güneyinde yer alan Muğla, Asar (Hisar) dağı eteklerinde ovaya doğru yayılmış, kendine has mimarisi, daracık sokakları ve herbiri turizm merkezi ilçeleri ile tam bir turizm cennetidir.Bu durum benim buraya gelmemde etkili oldu .Hala burada okumaktayım.


PERİ BACALARI
DENİZLİ
İSVİÇRE
İSVİÇRE
MIAMİ
ARIZONA
ARIZONA

BATMAN
ÖLU DENİZ
JAPONYA
NİAGARA ŞELALESİ
NİAGARA ŞELALESİ
VENEZUELA
YANARDAĞ VEZÜV
ZONGULDAK
ZONGULDAK
REN NEHRİ
PAMUKKALE
NORVEÇ KARANLIK DENİZ
NEVŞEHIR
KUŞ ADASI
KIRKLARELİ DEMİRKÖY
KAYSERİ ŞELALESİ
KARADENİZ
JAPONYA KARLA MUCADELE
JAPONYA TSUNAMİ
İNKUMU
HİNDSTAN
DOĞU KARADENIZ
ÇİN SEDDİ
AVUSTURALYA
MANAVGAT ŞELALESI
İSTANBUL